*bip bip*
*bip bip*
Çalar saati yanımdaki komidinden aşağı fırlattım. Saatin arkasındaki piller dışarı fırladı, doğal olarak çalmayı bıraktı. Son zamanlarda bu taktiği çok kullanıyorum. Asıl korktuğum şey, saatin tümden kırılması.
Normalde telefona alarm kurarım ama kapatmak çok zor geldiğinden çalar saat kullanmaya başladım. Bit pazarından 35 liraya almış olmama rağmen gayet dayanıklı çıktı. Ucuzlar hep daha dayanıklı oluyor nedense.
Yavaşça yataktan kalkıp odanın öbür ucunda, çalışma masamın üstünde duran telefonumu almaya gittim. Şarjdan çıkarıp ekranı açtım.
*Okunmamış 428 Mesaj*
Galiba bu kadar mesaj arkadaş grubundan geldi. Açmaya korkuyorum, kim bilir bilmeye değmeyecek ne şeyler konuşuldu. En üste çıkıp hızlıca aşağı doğru kaydırmaya başladım. Üstün körü konuya biraz hakim olmak için 2-3 mesajı göz ucuyla okuyup geçiyorum. Yeni başlayacak olan okul kulüpleriyle ilgili bir şeyler yazmışlar.
Okulun başlamasına yarım saat var. Düzgün bir kahvaltı çok uzun sürer. Yürürken fırından simitle ayran alsam öğlene kadar tutar. Son 2 haftadır sanki farklı bir kahvaltı yapıyormuşum gibi konuşuyorum bir de...
Yüzümü yıkadım, üzerime rahat bir şeyler giyip evden çıktım. Lise 2'ye gidiyorum. Matematikte ve fizikte iyiyim ancak sözel derslerde durumum içler acısı. Ezber gerektiren derslerle aram iyi değil. Ezber yapamadığımdan değil de... Sadece çok sıkıcı geliyor. Sayısalda 60.000 yapsam yeter. Bu şehirden ayrılmayı düşünmüyorum. Eve yakın bir üniversite var, orada bilgisayar mühendisliği okuyup devam ederim oradan. O yüzden sözele çok kafa yormuyorum. En azından matematik, yapamayacağım kadar zorlaşmadığı sürece.
Okulun kapısı gözüktü. Cebimden telefonu çıkarıp saate baktım. 8:23 olmuş. O kadar yavaş mı yürüyorum? Her gün geç kalıyorum ama hiç 15 dakikadan fazla geç kalmamıştım. İlk derse girmesem mi acaba?
Okula girip merdivenlerden çıktım. Okulda ana sınıfından liseye kadar herkes var. Neyseki lise için ayrı bir bina yaptırıldı da ders sırasında çocukların çığlıklarını duymuyoruz. Ana sınıfı, ilkokul ve ortaokul yan binada. Biz aramızda kısaca ortaokul binası diyoruz. İçini çok görmedim ve bence gerek de yok. Lise binasında gereken neredeyse her şey var. Bina 3 katlı. En alt katında öğrenci işleri, 2 tane laboratuvar ve öğretmenler odası var. 2. katta anadolu lisesi ve 3. katta da fen lisesi, yani biz, var. Bir sebepten dolayı da müdürün, Fatih hocanın odası, 3. katın hemen girişinde. Normalde bir sıkıntı yaratmaz, okul sırasında çok sıkıntı çıkarmıyoruz. Ancak benim durumumda olay bir tık farklı. Her gün derse geç kaldığımı rahat koltuğundan izleyebiliyor. Okulun ilk aylarında bana çok kızsa da artık alıştı. Hatta ara sıra yanına çağırıyor.
"Hop, Akın! Gel bakalım şuraya."
Soluma baktım. Fatih hoca, cam duvarın arkasından bana "gel" işareti yapıyordu. İçeri girip kapıyı arkamdan kapattım.
"Efendim hocam."
O ünlü Acer laptopunu bana doğru çevirdi. Sağ alttan saati büyültmüş "Görüyor musun?" dermişçesine bana gösterdi.
"9 Ocak. Zaman ne de hızlı geçiyor be hocam. Sanki yarın üniversiteye gidecekmişim gibi."
"25 dakika gecikmişsin. İlk dersiniz ne?"
"Felsefe. Biraz rahattım o yüzden. Tabii ki dersi kötülemek için demiyorum hocam ama-"
"Tamam tamam anladım, Harun seni derse alırsa şanslısın."
"Dersin matematik olduğunu nereden anladınız."
Arkamdaki kapı açıldı. İçeri Harun hoca girdi.
"Geçen günkü matematik yarışmasının işlerini getirdim Fatih hocam... Akın? Senin derste olman gerekmiyor muydu? Kaçıncı geç gelişin haberin var mı? Bak bakalım bugünden sonra derse girebiliyor musun!"
Tam ayvayı yedim derken Fatih hoca araya girdi.
"Harun hocam sakin olun. Akın'la tam da sizin matematik yarışması hakkında konuşuyorduk. Dediğine göre o da katılmak istiyormuş ancak o kadar çok size katılmak istemediğini söyledikten sonra bir anda fikrini değiştirince size söylemeye korkmuş."
Fatih hocaya sorgulayıcı bir bakış attım. Neyi ne için yaptığını net bir şekilde biliyordum ancak sorgulayıcı bakmamın sebebi kızgın bakamıyor olmam. Bana ne kadar samimi davransa da normalde çok sert birisi.
"Gerçekten mi? Buna çok sevindim! Peki, fikrini değiştirmene ne sebep oldu? Benimle konuşurken kendinden çok emindin."
İçimdeki öfkeyi dizginlemeye çalışırken bir yandan da geçerli bir bahane düşünüyordum.
"Başka bir okuldan arkadaşımın katıldığını duydum. Daha çok onunla beraber takılmak için katılmak istiyorum. Tabii ki siz de onaylarsanız."
"Yarışmada elinden geleni yaptığın sürece neden olmasın!"
Tezgah! Özellikle "Benden bir şey beklemeyin" imajı vermek için matematikle alakasız biz sebep sundum. Ona rağmen elimden geleni yapmam şartını ekledi. Şuan bir anda vazgeçebileceğim bir durumda da değilim. Matematikte iyi olduğumu ilk elden tecrübe etti. Yani kötü sonuçlar onu tatmin etmeyecektir. 25 dakika geç kalmanın bu kadar ağır sonuçlar doğurmasını beklemiyordum.
"Olabildiğince denerim."
"Harika! Bu öğlen yarışmayla ilgili çalışma yapacağız, 12-B sınıfında, sen de uğrarsın. O zaman, Fatih hocam. Akın'la işiniz bittiyse kendisini sınıfa götürebilirim."
Fatih hoca, içimden okuduğum 20 farklı duayı duymuş olmalı ki daha benimle konuşacak şeyleri olduğunu söyledi. Harun hoca odadan çıktıktan sonra Fatih hocaya döndüm.
"Bu iyiliği neye borçluyuz hocam?"
"Harun hoca benden sana ısrar etmemi çok istedi. Matematikte senin kadar iyi biri varken kaybetmelerinin imkansız olduğunu, uluslararası yarışmalara katılmanın hayal olmadığını her fırsatta öğretmenlere anlatıyor. O yüzden geçen gün sizin sınıfa uğradım."
"Nasıl olduğumu kendiniz görmek için. Ne hikmetse o gün Harun hoca bana normalden de fazla soru yöneltti. O günkü sınıfa sorduğu 'biraz zor' sorudan bahsetmiyorum bile. O soru lise 3 müfredatındandı."
Matematiğe karşı doğuştan bir ilgim var denebilir. Boş vakitlerimde biraz biraz baktığım matematik, beni lise 4. sınıf seviyesine getirdi.
"Seni yarışmaya katmamak ayıp olurdu. Elinden geleni yapacağına inancım tam!"
"Madem siz bile istiyorsunuz, katılayım o zaman. 1. olamazsam kızmayın ama."
"Harun hocama söyle onu. Madem o kadar başına iş açtım, bu ders bitene kadar burada kalabilirsin. Tam da çay içecektim zaten. Sana da söyleyeyim mi?"
"İyi, olur hocam."
Bi' 20 dakika kadar muhabbet ettik. Sonra işinin çıktığını söyleyip ayrıldı. Ben de sınıfa döndüm.
☆★☆★☆ İstek ☆★☆★☆