O kaosun içinde korkuyla aşağıya inerken apartmanda duyulan silah sesleri kulakları sağır edecek kadar şiddetliydi. Dışarıya çıktım ve panik halinde etrafa bakan şoföre ve bir korumaya titreye titreye "Gidiyoruz." diye bağırdım. Labaratuvara değil ailemin yanına gitmeliydim. Şoföre bunu bildirdim ve eve doğru yolculuğumuz başladı. O sırada tedirgin şekilde insanları bilgilendirmek maksadıyla sosyal medyaya girdim. Sayısız kişi Emre'nin açıklama yapmasını bekliyoruz diye yazmıştı. Bir şeyler söylemek zorundaydım ve açıklama yazmaya başladım. "Tüm vatandaşlarımızın dikkatine, ben Emre Kaybolmaz. Çok üzgünüm, gerçekten çok üzgünüm. Hayatımızı değiştirmek için üzerinde çalıştığım ölümsüzlük iksirim canlıları diriltmeyi başarıyor fakat şu an bilmediğimden bir sebepten ötürü onları zombiye dönüştürüyordu. Görünen o ki hayal ettiklerim suya düşmüş vaziyette. Size söyleyebileceğim, durumun en kısa sürede çözülebilmesi için elimden gelen her şeyi yapacağımdır. Utanç verici bu durumdayım..." diye yazmaya devam ederken araç ani frenle durdu. Sağ ön koltukta oturan koruma hızla araçtan indi ve oturduğum yere yönelip bir hışımla kapıyı açtı. Sonra elini boynuma uzatıp "Milli Savunma Bakanlığı'nın verdiği yetkiye dayanarak sizi tutukluyorum." diyerek beni kelepçeledi...