Cherreads

Chapter 3 - Kötü Şeyler Oluyor

Tanınırlığımdan kaynaklı sokakta yürüyemez olmuştum. Evimin etrafında güvenlik güçleri bulunuyor, korumalarla geziyor ve devletin tahsis ettiği konvoylu araçlarla yolculuk yapıyordum. İnsan üzerinde yapacağim ilk deney için gün saymaktaydım. Bunun için gerekli yerlere başvurularımı yapıp toplamda 4 kadavrayı beklemeye koyulmuştum. İksirimin tarifini kimseyle paylaşmayacaktım. Onu insanlığa sunarken, kontrollü planlama oluşturmak için bilim insanları tarafından toplantılar yapmıştık. Başta sadece benim kontrolüm altında olan kısıtlı bir kullanım alanı oluşturulacaktı. Belirlenen alanlarda, devletin özenle seçtiği kişiler tarafından, geçmişinin her detayı araştırılmış, rastgele seçilmiş kişilerin hayvanları yüksek ücretle canlandırılacaktı.

Kadavraların bana teslim edildiği gündeydik. Aradan geçen bu süre zarfında iksirim dağıtılmaya, hayvanlar hayata geri döndürülmeye başlamıştı. Heyecanla ilk insansı deneyimi yapmak için labaratuvarımda hazırlanıyordum. O sırada telefonum çaldı. Arayan milli savunma bakanıydı ve bana "Olanlardan haberin var mı Emre?" dedi. "Ne oldu?" dediğimde, hemen televizyonu açmam gerektiğini söyledi. Yaptığımı bıraktım ve televizyonu açtım. Haberlere baktığımda gördüklerimi anlamlandıramamış, inanamamıştım. Teyide muhtaç olarak iksir enjekte edilen bazı hayvanların hırçınlaşmaya başladığı bilgisi yayılmıştı. İnsanlara karşı saldırgan tavırlar sergiledikleri, bunun iksirimden kaynaklı olabileceği söyleniyordu. Basının karşısında canlandırdığım kediyi ben sahiplenmiştim ve onda bu belirtileri görmemiştim. Anlamlandıramadım ve tesadüf olma ihtimalini göz önünde bulundurdum. Yine de es geçmek istemedim. Önce Fikret'i arama fikri geçti aklımdan çünkü ilk canlandırdığımız hayvanın sahibi oydu. Aradım fakat telefonuna ulaşılamıyordu. Sonra kendi kedime kontrolleri başlattım ve bir süre sonunda vücudunda herhangi sorun olmadığına emin olarak çok sağlıklı durduğu kanısına vardım. Bu sırada evimin önüne basın mensupları yığılmış, korumalar onları uzaklaştırmakla cebelleşmekteydi. Koruma müdürü beni arayıp açıklama yapacak mıyım diye sormuştu. Bunun üzerine dışarıya çıkıp konunun araştırıldığını söyleyerek kısa bir bilgi akışı sağladım. Sonra içeriye girdim ve ilk insansı deneyime kaldığım yerden devam ettim.

4 kadavradan seçtiğim : vücudu çürümüş, iskeletleri açığa çıkmış, beyin harici neredeyse tüm organları yok olmuş kimsesiz birisiydi. Otopsi raporunu okumaya gerek kalmadan yanarak öldüğü apaçık ortadaydı. Şırıngayı hazırladım ve enjekte ettim. Birkaç saniye içinde tüm organlar kendini yenilemeye başladı. Çürümüş iskelet normal durumuna geri dönüyor, deri kendiliğinden kapanıyordu. Sonra nabız atmaya başladı. Heyecandan delirmek üzereydim. O sırada hareketlendi ve doğruldu. Gözlerini açtı, kafasını bana çevirdi ve bir süre hareketsiz durup bana doğru bakakaldı. "Merhaba." dedim, cevap vermedi. Sonra bir anda kendini bıraktı ve nabzı kesildi. Bu durum biraz burukluk hissettirmişti fakat onu birkaç saniyede olsa canlandırdırdığımdan ötürü mutluydum. Hem, işe yaramış sayabilirdim, kontrollerim sonucunda vücudun tamamının kendini yenilediğini görebilmiştim. Aynı denek üzerinde yeniden iksiri kullanmalı mıydım? İkinci kez kullanıldığında neler yaşayacağımı bilmiyordum. Belki biraz beklemeliydim. Deneğin daha sonra hayata geri dönme ihtimalini düşünüyordum çünkü iksirim belki bunu mümkün kılabilirdi. Diğer kadavraya geçme kararı verdim ve aynı işlemi uyguladığımda, yine yenilenme başarıyla tamamlanıp nabız atmaya başlamış fakat yine kısa sürede kalp atışı durmuştu.

O gün çok yorulmuştum. Yaptığımı bırakıp dışarı çıktığımda basın mensuplarının sorularına cevap vermeden araca bindim. Eve gidecektim ama önce Fikret'in evine gitmeye karar verdim. Hırçınlaşma konusunu gözardı ediyormuş gibi görünsemde öyle değildi. Aklımın bir köşesinde beni tedirgin eden düşunce olarak kalmıştı. Fikret'le yüz yüze görüşmek ve köpeğinin hareketleri hakkında bilgi almak istiyordum. Evine gittim, kapıyı çaldım ama açmamıştı. Onun da benim gibi bekar olduğunu biliyordum. Apartmandan çıkarken orada yaşayan birisiyle karşılaşıp Fikret'i sorduğumda bir süredir onu görmediğini söylemişti. Evime gittim, ailemle saldırganlaşan hayvanlar hakkında biraz sohbet ettik. Ablam Ezgi "Emre bu haberler gitgide çoğalıyor, insanların hayatı tehlikeye girerse başımız belaya girer." dedi. "Abla kontrollerimi sağladım, benimle alakalı durum değil. Kimseye zarar geleceğini düşünmüyorum." diyerek cevap verdim. Böyle düşünüyor, bu şekilde inanıyordum. Fikrim sabaha karşı beni uyandırdıklarında değişecekti...

More Chapters